Bursa Tarihi
Bursa ve Çevresi
Bursa'da Tarihi Yapılar
Bursa'ya Dair
Bursa'da Ünlü İnsanlar
Bursa Müzeleri
Bursaspor
Bursa Doğal Güzellikler
Uludağ ve Dağ Turizmi
Bursa Kaplıcaları ve Termal Turizm

BURSA'YA DAIR | KARAGÖZ VE HACIVAT

  Karagöz; göçerlerden, su katılmamış, Yürük (Yürüyen, yerleşik düzeni olmayan anlamında) veya Yörük denen, içindeki dışında, biraz kaba saba, zamanın çobanıydı. Bırakın okumayı, saymayı dahi bilmeyen fakat eskilerin 'şifahi' dediği; yani sözlü geleneğin, hazır cevaplılığın, sözün altında kalmamanın tam örneği diyebileceğimiz bir adamdı. Hacı ivaz (Ivad) veya Hacivat; kendi dediğine bakılırsa, değil okuma yazma bilmek, zamanın beylerine, müşavirlik, yaranlık, elçilik etmiş "Çelebi" biriydi. Hacı Ivad; kültürlü, efendi, herkesle dost olan, işini yürüten, çok konuşan, nüktedan ve uyanık.


      Zamanın en hızlı gelişen şehri olan "Burusa" onlarca kadıyı, komutanı, çelebiyi; yüzlerce talebe ve âlimi; yüzlerce göçeri, zenaatkar ustayı, ameleyi çektiği gibi bu ikisini de kendine çekmiş. Karagöz, cami inşaatında çalışmaya başladı. Hacı Ivad saray efradıyla oturup kalkıyordu. İkisi tanıştıktan sonra ufak tefek atışmaları başladı. Farklı ancak birbiriyle anahtar kilit misali uyuşan bu iki insanın atışmaları gün geçtikçe herkesin ilgisini çekiyordu. Hacıvat önceleri oynama niyetiyle takıldığı Karagöz, çetin ceviz çıkıp her dediğine misliyle; hatta daha fazlasıyla argo ya da küfre varacak cevaplar verince söz uzayıp gitti. Atışmalar ileri gidip vur¬ma, kovalama kaçma gibi oyunlara bile döküldü. Bu şekilde meşhur oldular. Orhan Beyi bile güldürmüşlerdi. Fakat Orhan Bey'in, cami inşaatı için verdiği süre dolduğu halde inşaat bitmemişti.

       Güya caminin yetiştirilememesine bir suçlu bulunması ge¬rekmiş, bu sorumlular da Karagöz ve Hacı Ivad olmuş. Yani kabak onların başına patlamış oldu ve…Zamanın subaşı, kadı ya da yardımcısı onları idama mahkûm etti. Burada, idam cezası gerektirilecek ne kabahat işlendi ya da ne iftira atıldı? Bilmiyoruz? Orhan Bey seferden döndükten sonra idam edildikleri haberini alınca çok üzüldü. Sonrasını biliyorsunuz. Gerek onları çok seven halk gerekse onları tanıyan Orhan Bey, hatıralarının yaşamasını istedi.

       Orta Asya'dan beri az çok bilinip, kullanılan gölge oyununa onların yaptıkları konuşmaları ve kavgaları uyarlandı. Zamanın iyi yetişmiş adamlarından olan, Orhan Camiî'nin mimarı ve ustası, Şeyh Küşteri, onların suretlerini deriden yaparak mum ılgında oynatmaya başladı. Yüzyıllarca kılık değiştirip konularını geliştirip; Bursa'nın, Edirne'nin, İstanbul'un hâsılı bütün Osmanlı coğrafyasının en çok bakılan, beğenilen, "Seyirlik" oyunu oldu. Acı bir son, yüzyıllardır süren Osmanlı eğlence kültürünün vaz geçilmez bir parçası olan Karagöz- Hacivat oyununun kazanılmasına sebeb oldu.

     Mezarları Çekirge yolundadır. Orada şimdi figürlerini göstereren seramikten bir anıt var.

 

Dr.Nazım İntepe Beyefendinin
Dibace isimli kitabından uyarlanmıştır